Çanakkale Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimler Derneği  üyeleri, kentte görev yapan basın mensuplarıyla khvaltılı tanışma etkinliğinde biraraya geldi.
Etkinlikte bir konuşma yapan  Türkiye Harp Malûlü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Çanakkale Şube Başkanı Muharrem Şahin, "Kamuoyuna yardımcı olmak amacıyla doğruluk, tarafsızlık, objektiflik, özel hayata ve kişilik haklarına saygı gibi değerleri uhresinde barındıran önemli bir meslektir. Bu mesleği icra etmekte olan gazeteci, siz arkadaşlarımızla ilkeli yayıncılık anlayışı çerçevesinde olayları tarafsız bir şekilde halka aktarmakta bir anlamda kamu vicdanının sesi olmaktasınız. Demokrasi vazgeçilmez unsurları olan basın ve medya aynı zamanda kurumlarla bireyler arasında veri akışını sağlayan düşünce, ifade ve haber alma özgürlüğünün en etkin araçlarıdır. Halkı bilgilendirmek maksadıyla, mesai mefhumu olmadan yirmi dört saat, yedi gün yirmi dört saat gibi her şart altında görevini yapmaya çalışan siz gazeteci arkadaşlarımızın özverileri, bütün takdirlerinin üzerindedir. Bu vesileyle Çanakkale halkına sunmuş olduğunuz hizmetten dolayı ilimizdeki tüm basın kuruluşlarının temsilci ve çalışanlarının kamuoyunun gözü, kulağı olan gazetesiz gazetecilerimizin 10 Ocak çalışan gazeteciler gününü kutlar, mesailerinizde kolaylıklar, görevlerinize üstün başarılar dilerim. Türkiye Harip Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Çanakkale Şube Başkanı Muharrem Şahin, Şehit babası Derneğimiz 1915 yılında Çanakkale Savaşları'nda kolu, bacağı, eli, ayağı kopanlara, tahtadan ayak, tahtadan bacak yapmak üzere ve memlekete maddi Osmanlı Devleti'mizin maddi durumu zayıf ve askerlerimizin savaşamayacak durumda olan askerlerimizin memleketlerine gönderilmek üzere yol paralarını temin etmek üzere subay, astsubay, eratımızın kendi aralarında para toplayarak oluşturduğu bir sandık, bir kuruluş derneğimizin ilk kuruluşu. Bu şekilde 1915 yılında zamanın Enver Paşa ve İstanbul Merkez Komutanı ve silah arkadaşlarının tavsiyeleri, iş birliği sayesinde kuruluyor. Daha sonra kurulan derneğimizin adı Malulüni Buzata Muavenet Heyetine dayanan oluşum. Daha sonra çıkarılan bir tüzükle Malalulin Ekseri Askeriyeye Muavenet Heyeti adını almıştır" diye konuştu.
 
  Derneğin tarihi gelişim sürecine değinen Şahin, "Bu dönemde heyet, gelir oluşturmak için bazı ticari etkinliklerde bulunmuştur. Heyeti adını da kullanan topluluğumuzun hesapları 1919 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından çıkarılan 1485 sayılı yasayla tasfiye edilmiş ve mal varlığı paraya çevrilerek gazilere dağıtılmıştır. Heyet olarak kurulan dernek, 1931 'de Ordu Malileri Cemiyeti, 1940'da ise Ordu Mamulleri Birliği, 1945 yılında ise Malil Gaziler Birliği 1950 yılında Harp Malulü Gaziler Cemiyeti, 1961’de Türkiye Harp Malülü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği adıyla etkinlik göstermiştir. Daha sonra benzer amaçlara ve hedeflere sahip birçok dernek kurulmuştur. Bu dernekler seksen üç yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından çıkarılan 2847 sayılı yasayla Türkiye Harp Malülü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği oldu" ifadelerini kullandı.
 
Şehitliğin şahidi gazilik dediklerini belirten Şahin, şunları söyledi:
"Ama şehidin çocukları var. İkiden fazla, iki çocuk iş imkanına sahip olup diğer şehitlik evlatları da işe girmeyince, iş imkanı olmayınca kırgınlıklar, incinmeler de oluyor. Çalışmalarımız, tekliflerimiz, dernek olarak da bu konuda hükümetimizle tüm şehit çocuklarının hepsini iş imkanı vermeye çalışması devam ettiğini, haberlerini alıyoruz. Bunların inşallah seçimden önce de olmasını istiyoruz. Gazilerimiz bir iş imkanının iş yeri ikiye çıkarılması, gazinin evladına da ayrıca bir iş imkanının verilmesi de çalışmalar arasında. Bunların olmasını hep birlikte istiyoruz, talep ediyoruz. Bir de bazen yaralanıp da terörde veya başka bir sebeple gazi sayılmayan gazilerimiz de var. Onların hakikaten alınması yasal çerçevede ya sağlığını kaybettiyse sağlığını geriye veremiyorsak gazilik unvan gazilik haklarının şeref onurunun verilmesi önemli bir şey. Ayrıca şehitler zaten devletimiz bir inşaattan düşen bir insan hayatını kaybettiğinde sigorta şirketi bazen veriyor, bazen veremiyor, işverene sorunlar yaşıyor. Ama devletimiz hayatını kaybeden şehidimize, yaralanan, organını veren, organları parçalanan gazilerimize de iş imkanı veriyor. Maaşını bağlayabiliyor. Maddi tazminat verebiliyor. Manevi desteği de sağ olsunlar ama bunların daha çoğaltılması var. Bunları bize düşen milyonlarca işsizimiz varken gazimize verilen gazimiz, ailesine verilen iş imkanı, şehidimiz ailesine verilen iş imkanı, sınavsız işe yerleştiriyor. Tahsiline göre, branşına göre, desteğine göre bunlar teşekkür edilecek. Eksiklikler elbette var. Her zaman da olacaktır ama bunların şartlar dahilinde eksikliklerinin de giderilmesini istiyoruz. Sınavsız işe yerleşen gazimizin, şehit ailelerimizin de bu milyonlarca sınavla işe giremeyen insanımız varken çalışmalarını istiyoruz. İstismar edilmemesini, etmemelerini istiyoruz. Biz bu konuda hepimiz hassasız. Kolay kolay kamuda çalışan Gazi ailelerimizin bu tür mesai saatleri içinde etkinliklere katılmaması yönünde şeyimiz var. Buna şehit, gazi ailelerimiz duyarlı. Ama bazıları bizim bedelimiz ödendi diyor. Evet bedelimiz ödendi ama yani affedersiniz devletimiz bir iş imkanı da verdi. Tazminatını verdi. Şehit maaşı verdi. Gazi maaşı verdi. İş imkanı verdi, işe yerleştirdi hamurdan. Bunların karşılığı çalışmak. Hakkını helal etmek. Yine mi şehit ailesi? Yine mi gazi? Yine mi Gazi ailesi dememek? Dedirtmemek amacımız. Onun peygamberlikten sonra en yüksek makam, en yüksek makam şehitlik diyoruz. Şehitliğin şahidi gazilik diyoruz. Ama bu bunu kazanmak kadar koruyabilmekle, onun şeref onurunu, onun sorumluluğunu iyi örnek olarak çalışmak, gayret gösterebilmek, uyum sağlamak, ne kadar güzel, gayret ediyor, travması açısından rağmen işini en iyi şekilde yapma gayreti içinde dedirtebilmek hepimizin isteği, beklentisi. Bunun yanında tabii vatandaşımızdan da beklediğimiz bir hoşgörü. Bir saygı hepimizin hakkı. Hepimiz karşılıklı saygıyı da hak ediyoruz ama şehit, gazilik daha hassas. Bir manevi destek çok önemli. Manevi destek milyonlara, milyarlara bedel oluyor. Bunun gibi maddi destek kadar zaten devletimiz kişi haklar dahilinde veriyor. Ama manevi destek de önemli. Biz Şehit gazi ailelere düşen sorumluluklarımızı yerine getirmek ama vatandaşlarımızın da bir güler yüz gösterebilmek, bazı yerlerde maalesef bazı sıkıntılar oluyor, bunların giderilmesi."

Tuğba Kulasoy