Derler ya “Hacılık Mekke’de başlamaz, Mekke’den ayrılınca başlar.” Yani hacı olmuşsanız onun hakkını vermek orada değil de oradan döndükten sonra hayatınızla, yaşantınızla kıymetli olur derler. Aynı şey ramazan içinde geçerli. Ramazanı bitirdik, oruçlarımızı tuttuk. Küssek, dargınsak barıştık. Akrabalarımızla görüştük, bayramlaşacağız. İstiyoruz ki bu manevi iklimimiz, birliğimizin beraberliğimizin arttığı iklim, ramazanla sınırlı kalmasın ramazandan sonrada bu ruh vücudumuzda, toplumumuzu da, teşkilatımızda hep olsun.
Bayramın ve Ramazan’ın hakkını vermek açısından çok kıymetli zamanlar geride bıraktık. Tabi ki isteriz muhtarlarımızla beraber bir araya gelseydik ilçelerimizde ilçemiz ve teşkilatımızla. STK’larımızla ayrı ayrı iftar yapılsaydı, basın mensuplarımızla toplantılar yapılsaydı. Ramazanın keyfi bereketi başka her ilçemiz her beldemiz, İl Başkanlığımız mutlaka bunları daha fazla yapsa çünkü geldi ve geçti son gün.
Seçimler geride kaldı hatta aynı yıl içerisinde birkaç seçim yaptık yerel ve genel. Biz şunu biliyoruz Çanakkale’de yüzde 41.5’den fazla oy aldık. O kadar baskıya rağmen Ege, Marmara sahil bölgelerinde özellikle karşı ittifakın başarılı olmasına bağlı olarak bir çok ilde büyük sıkıntılar yaşandı. Çanakkale’mizde de kaybettiğimiz var kazandığımız var. Hepsini değerlendirdiğimizde aynaya bakıp söyleyeceklerimiz var. Başta kendime. Ama herkes aynaya bakıp neden kaybettik sorusunu çok samimi sorularla kendisine sorması lazım. En kolay yol birilerini suçlamaktır. Hayır, herkes aynaya baksın nerede hata yaptığımız nerede eksik olduğunu. Çok değil korkmadan istişareyle beraber 10 kişiye sor, 8’i aynı cevabı verecek. Kalan 2 tanesi duymak istediğini söyler onu öne çıkartabilirsin yapma bunu. Bunu ben Cumhurbaşkanımıza söyledim İstanbul ile ilgili. Şu ilçeyi neden kaybettik, bu beldeyi neden kaybettik. 10 kişiye senden çekinmeyecek bir ortamda sor, çıkan sonuç hepimizin ortak hem fikir olacağı sonuçtur. Bunun yanında Geyikli, Kara Biga gibi ilk defa aldığımız beldelerimiz var. Ezine, Lapseki, Yenice kolladığımız yerler var. Biga gibi büyük bir ilçemizi tekrar aldığımız yer var. Gelibolu gibi uzun yıllar sonra ilk defa İl genel Meclisi çıkarttığımız yerimiz var. Geçen seçimlerde yüzde 13 oyumuz var bugün yüzde 41’e çıkmışız. Çok büyük bir artış. Ama yermedi. Bayramiç oyumuz arttı ama yetmedi. Tek tek değerlendirdiğimizde hepsinin artısı eksisi ortaya konulabilir. Ama biz şunu biliyoruz Çanakkale dahil bu milletin yüzde 70’i bir dönem bize oy verdi. Bu seçimde verdi bir dahakinde vermedi, bu seçimde verdi bir sonrakinde vermedi. Ama, bu toplumun yüzde 70’i bir şekilde AK Parti’ye oy verdi. Bu çok kıymetli bir oran. Şunu demek istiyorum kişi başı en çok yatırım alan il Çanakkale. Buna rağmen bazı yerlerde yatırım olduğu halde oy alamadıysak aynaya bakmak durumundayız. Yatırım yapmak tek başına oy almanın işi değil. Vekilin, il başkanının, kadın kolları başkanı ve gençlik kolları başkanının görevi başka, il ve belediye meclis üyesinin görevi başka.
7 meclis üyemiz ar ama 3 kişi burada yanlış. Burası ev sahibi herkes burada olacak. Şundan söylüyorum GESTAŞ zam yapmış bize kızıyorlar. Zammı biz mi yapıyoruz? Çanakkale Belediyesi bütün çay bahçelerinde çaya zam yapmış bir tek haber olmadı. Her kötülük bizden her kötülük validen olmaz. CHP’li bir çok arkadaşımız bize gelip bir sistem var gelip bu sistemi bozdunuz iyi yaptınız deyip tebrik ediyorlar. CHP’li bir çok arkadaş, yönetici Ak Partili bir çok arkadaştan bize daha fazla sahip çıkıyorlar. Çanakkale’de ki yanlışlara dur demeyen teşkilat olmaz. Hep beraber dur diyeceğiz. Yanlışa dur diyeceğiz. İyiye evet diyeceğiz. CHP’li İl Genel Meclisi Başkanı arkadaşımız geçen hafta
ziyaretimize geldi, ne kadar kamu adına talep varsa baş tacı dedik. Kamu adına kim yatırım yapacak, kim iş yapacak baş tacı. CHP,MHP,AK Parti, İyi parti kim olursa olsun iş yapsın baş tacı. Ama ben istiyorum ki, herkes Tayyip Erdoğan gibi çalışsın. Biz bazen çok keyifli anlar bazen çok üzüldüğümüz anlar yaşıyoruz. Kimse burnundan kıl aldırtmıyor tabiri caizse. Meclis üyemize bir şey diyoruz vay bize bunu yaptı, ilçe başkanına bunu yapın vay bunu nasıl dersin. Dün İstanbul’daydım Cumhurbaşkanımız basına kapalı toplantı da Muhafazakar camianın daha çok içinde olduğu sivil toplum platformu var Milli Egemenlik Platformu var, buraya üye olan STK başkanlarıyla toplantı yapıldı. 1 buçuk saat sayın Cumhurbaşkanımız bir tek kelime söylemedi, bütün başkanlar partinin gördüğü ne eksiği varsa, seçimlerde ne yanlışımız varsa, politikalarımızda, söylemlerimizde ne kadar hata olduğunu düşündükleri konu varsa Cumhurbaşkanımızın yüzüne söylediler. Beyefendi hiç hayır, sana ne demedi katılmadığı vardır. Bir buçuk saat baştan aşağıya her şey söylendi ama Cumhurbaşkanımız keyifle not aldı. Değerlendireceğiz, bakacağız, düşüneceğiz dedi. Hangimiz 1 buçuk saat eleştiriyi kabul ediyoruz. Kaybetmiş başkanımıza üç cümle söylüyorum kızıyor bana. Kazanmışa söylüyorum kızıyor bana. Biz kimin kötülüğünü isteriz. Ben ve Jülide hanım milletvekili bir şey söylerken ilçe başkanımızın kötülüğünü ister miyiz? Bir il, kadın kolları veya gençlik kolları başkanımızın kötülüğünü istediğimizden dolayı bir şey söyler miyiz? Bu parti bizim partimiz bu partide ben yok biz varız. O yüzden bir şeyler söyleriz karşılığı olsun diye. Sizde söyleyin bize kapalı kapılar ardında değil yüz yüze her şeyi konuşacak kadar öz güvenimiz var. Hukukumuz var diye düşünüyorum.
Her geçen kanunda mutlaka Çanakkale’nin bir eksiği, bir talebi varsa omuz vererek hayata geçsin istiyoruz. Son torba yasada Çanakkale’nin turizminin kaderi olacak bir adım attık. Su altı turizmine imkan veren, batıkların turizme açılmasına imkan veren bir kanun maddesi geçti. Boğazda 60 kadar savaştan kalan batık gemi var. Bunların çeşitli gerekçelerle dalış imkanı yoktu. Dalış turizmi dünyada en çok para kazandıran turizm. Adam Avrupa’dan geldiği zaman Truva’da olduğu gibi geldim gittim demeyecek. Gelecek dinlenmesi lazım hemen dalamaz. En az 2-3 gün dalacak ama hemen gidemez dinlenmesi lazım. Teknik konulardan dolayı basınç gibi. En karlı turizmlerden bir tanesi dalış turizmi. Çanakkale’de yeni bir sayfa açıyoruz.

Ercan Özçetin