5 Aralık  Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının verilişinin 88. yılı vesilesiyle  Cumhuriyet Meydanı'nda  Atatürk Anıtına çelenk sunma töreni düzenlendi.
Törene Çanakkale Belediye Başkan Vekili Didem Güner, Baro Başkanı Av. Hande Keskin, STK Temsilcileri, Siyasi Parti Temsilcileri, kadın dernekleri ve vatandaşlar katıldı. Atatürk Anıtına çelenklerin sunulmasıyla başlayan tören, saygı duruşunda bulunulup, İstiklal Marşı okunmasıyla devam etti.
Ardından törende konuşan Çanakkale Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Gizem Pekince, "Cumhuriyet’in ilanı ile kadınlar çok önemli siyasi, hukuki ve sosyal haklar elde etmişler ve bunun sonucunda da toplumsal alanda görünebilir olup, çalışma hayatına katılabilmişlerdir. 5 Aralık 1934’te Anayasamızda ve seçim kanunumuzda yapılan değişikliklerle Türk kadınları milletvekili seçme ve seçilme hakkını elde etmişlerdir. Bundan sonra ilk olarak belediye ve muhtarlık seçimlerine katılan kadınlar, 1935 yılında yapılan TBMM 5. Dönem seçimlerinde 17 kadın milletvekili ile Mecliste yer almıştır” dedi.
 
Kadına seçme ve seçilme hakkının bir çok ülkeden önce verilmesine rağmen, eşitliğin istenilen seviyede olmadığını ifade eden Gizem Pekince, "Ancak ülkemizde Fransa, Belçika, İtalya ve İsviçre gibi birçok Avrupa ülkesinden önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmasına rağmen bugün kadınların aktif siyaset içinde yeterince temsil edilmediği ve siyasetin cinsiyet eşitsizliğinin en fark edilir alanlarından biri olduğu görülmektedir. Gerek kadın milletvekili sayısı gerekse kadın bakan sayısına baktığımızda; Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki 580 milletvekilinden 101'nin, 17 bakandan ise sadece 1'inin kadın olduğunu görüyoruz ki bu bize Meclisteki kadın temsil oranının sadece yüzde 17,41' de kaldığı gerçeğini göstermektedir. Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilmesini kutladığımız bugün, maalesef kadının en temel insan hakkı olan yaşam hakkının elinden alındığı bir süreci yaşamaktayız. Karar alma mekanizmalarında kadının eşit temsille yer alması gerektiğini savunan ve mücadele eden kadınlar olarak bizler bugün kadınların kendi hayatlarıyla ilgili karar aldıklarında bunu canlarıyla ödediklerini görmenin büyük ıstırabı ve öfkesi içerisindeyiz" ifadelerini kullandı.
 
Eşitliğe yönelik bir çok yasanın yapılmasına rağmen  hala kadının eşit yurttaş sayılmadığını vurgulayan Pekince, "Cumhuriyetle birlikte kadının erkekle eşit bir yurttaş olması yönünde önemli adımlar atılmış ve bu yönde yasal düzenlemeler yapılmışsa da; bugün hala kadınların ‘eşit yurttaş’ olamadıkları açıktır. Nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınların karar alma mekanizmalarında yeterince yer almamaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması devletin sorumluluğundadır. Kadının özgür ve eşit bir birey olduğunun kabul edilmesi kadının insan haklarının ihlalini ortadan kaldıracaktır. Bunun için de devletin, başta eğitim olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte koordineli ve samimi olarak toplumda kadına bakış açısını değiştirecek, zihniyet dönüşümünü yapacak politikalar üretmesi ve uygulamaya koyması zorunludur. Bireylerin ve toplumun zihniyet dönüşümünü sağlayacak bilimsel çalışmaların ve buna bağlı hukuki değişikliklerin yapılması gerekmektedir. Kız çocuklarının kesintisiz laik eğitim alması, kadın istihdamını arttıracak politikalar üretilmesi, erken yaşta evlenmelerle etkin mücadele edilmesi, kadına yönelik şiddet ve istismarın önüne geçilmesi gibi kadın-erkek eşitliğini sağlamaya yönelik adımlar hızla atılmalıdır. Tüm bunların yapılabilmesi için Ülkenin tüm kurumlarında, bütün yönetim kadrolarında kadınların sayılarının artmasının gerekliliği ortadadır" diye konuştu.
 
Tuba Kulasoy