Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) yürütücülüğünde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü koordinasyonunda, İÇDAŞ sponsorluğunda gerçekleştirilen

12 Kasım 1999 Düzce Depremi anma etkinlikleri kapsamında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) ve Çanakkale Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü iş birliğinde ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Moderatörlüğünde “Depremle Yaşamak, Riskleri Azaltmak, Farkındalığı Artırmak Çanakkale Örneği” temalı II. Deprem Çalıştayı düzenledi.

Çalıştaya Vali İlhami Aktaş, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, Cumhuriyet Başsavcısı Altuğ Kürşat Şahin, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Bekir Çelen ve il protokolü katıldı.

 Çalıştay saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.

 

Çalıştayda bir konuşma gerçekleştiren ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, "Sizleri, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü  ortaklığında, "Depremle Yaşamak: Riskleri Azaltmak, Farkındalığı Artırmak: Çanakkale Örneği" sloganı ile düzenlediğimiz Deprem Çalıştayı II'nin açılış töreninde ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyorum.  Çanakkale, tarihi ve doğal güzellikleri ile ülkemizin önemli bir kentidir. Ancak şehrimiz, jeolojik yapısı nedeniyle deprem riski yüksek bir bölgedir. Hem jeolojik dönemlerde hem de özellikle son 100 yılda bölgede meydana gelen depremler, bu riskin ne kadar ciddi olduğunu göstermektedir. 1912 yılında meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki depremde, Çanakkale ve çevresindeki birçok yerleşim yeri büyük zarar görmüştür. Yakın yıllarda da farklı büyüklüklerde meydana gelen depremler nedeniyle yine özellikle ilçelerimizdeki  birçok yerleşim yeri hasar görmüştür. Deprem riskini azaltmak için, öncelikle depremsellik riskini doğru bir şekilde belirlememiz gerekir. Bu kapsamda, Çanakkale'nin depremsellik riskini belirlemek için gerekli çalışmalar hayata geçirilmektedir. Bu çalışmalar tamamlandığında, deprem riskine karşı alınması gereken önlemler daha doğru bir şekilde belirlenebilecektir" diye konuştu.

 

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi olarak, deprem gibi doğal afetlere karşı hazırlıklı olmanın ve riskleri azaltmanın önemine inandıklarını ifade eden Rektör Erenoğlu, "Bu kapsamda, 2023 yılında 17 Ağustos 1999 depreminin 24. yıldönümünde ilk çalıştayımızı düzenlemiştik. Bu çalıştay, deprem konusunda farkındalığı artırma ve hazırlıklı olma konusunda önemli bir adım oldu. Bugün, ikincisini düzenlediğimiz deprem çalıştayımızın açılış töreninde sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Bu çalıştay, Çanakkale'nin depremsellik riskini ve bu risklere karşı alınması gereken önlemleri ele almanın yanında ilk çalıştayın sonuçlarının tartışılması için önemli bir platform oluşturacaktır. Çalıştay kapsamında, deprem konusunda uzman akademisyenler, paydaşlar ve Çanakkaleliler bir araya gelerek, depreme hazırlıklı olmak için yapılması gerekenleri ilk çalıştayda olduğu gibi, yine odak grup toplantıları formatında ele alacaklardır. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi olarak, deprem konusunda farkındalığı artırmak ve hazırlıklı olmak için çalışmaya devam edeceğiz. Bu çalıştayın da bu konuda önemli bir katkı sağlayacağına inanıyorum. Çalıştayın verimli geçmesini ve elde edilecek sonuçların kentimize ve ülkemize faydalı olmasını diliyorum" dedi.

 

Çanakkale Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Bekir Çelen ise, "Peki, neden buradayız? Bu çalıştay, deprem riski altındaki bölgelerde yaşayan insanların can ve mal güvenliğini artırmak için neler yapabileceğimizi tartışmak üzere bir araya geldiğimiz önemli bir etkinliktir. Bu çalıştayın amacı, deprem riskini azaltmak, farkındalığı artırmak ve dayanıklılığı güçlendirmek için bilimsel, teknolojik, sosyal ve kültürel çözümler üretmektir. Bu amaçla, kentlerimizi daha güvenli, dirençli ve sürdürülebilir kılmak için eylem planları oluşturacağız. Bugün burada, deprem riskine karşı toplumsal bilinci yükseltmek ve güvenli bir gelecek inşa etmek için bir adım daha atmış olacağız. “Deprem değil, bina öldürür” diye bir söz vardır. Bu söz, deprem riskine karşı hazırlıklı olmanın ve dayanıklı yapılar inşa etmenin ne kadar hayati önem taşıdığını gösterir. Deprem riski, ülkemizin en büyük doğal afet tehlikelerinden biridir. Tarih boyunca birçok deprem yaşadık ve ne yazık ki bu depremler yüzlerce hatta binlerce can kaybına yol açtı. Bu felaketlerin en acı hatıralarından biri, 1999 yılında yaşanan büyük Marmara depremi ve ardından gelen Kocaeli depremidir. Bu olaylar, depreme karşı hazırlıklı olmanın ve dayanıklı yapılar inşa etmenin ne kadar hayati önem taşıdığını gösterdi" dedi.

 

 

Türkiye'nin, dünyada deprem riski en yüksek ülkelerden biri olduğunu belirten Çelen, "Nüfusumuzun %95’i, yüzölçümümüzün %98’i deprem kuşağında yer almaktadır. Son 100 yılda, ülkemizde meydana gelen depremler nedeniyle yaklaşık 100 bin insan hayatını kaybetmiştir. Bu yılın başında Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7.8 ve 7.5 büyüklüğündeki depremler de ülkemizin deprem riskini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu depremler, ülkemizde olduğu gibi komşu ülkelerde de etkilerini hissettirdi ve birçok insanın hayatını kaybetmesine, yaralanmasına ve evsiz kalmasına neden oldu. Ancak bu zorluğun üstesinden geleceğiz ve geleceğe daha güçlü bir şekilde ilerleyeceğiz. Bu depremlerde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyorum. Bu depremlerin hemen ardından Çanakkale Valiliğimiz olarak, deprem bölgesine yardım elimizi uzattık. Depremler olduğu anda, Çanakkale Valimiz sayın İlhami Aktaş önderliğinde hemen harekete geçtik. Arama kurtarma ve sağlık ekiplerimiz, deprem bölgesine ulaşmak için sabahın erken saatlerinde yola çıktı. Aynı zamanda, ilimizde de sayın Valimizin başkanlığındaki GAMER (Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi) aksiyon aldı. Koordinasyon sağlayarak, deprem bölgesine sağlık, hasar tespit, insani yardım, psikososyal destek, altyapı, eğitim, barınma ve konut gibi pek çok alanda destek sağladık. Bu çalışmalar, deprem olmadan önce yaptığımız altyapı ve üstyapı çalışmalarının yanında, koordinasyonun sağlanmasının da ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Çanakkale Valiliğimiz, deprem sonrasında Türkiye'nin dört bir yanından afet bölgesine yardım eli uzatan kurum ve kuruluşlar arasında önemli bir rol oynadı. Bu sayede, depremzedelerin acılarını bir nebze de olsa hafifletmeye çalıştık.  Bu vesileyle, deprem sonrasında Çanakkale olarak gösterdiğiniz dayanışma ve destek için hepinize teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.

 

Çanakkale'nin, deprem kuşağında yer almanın getirdiği risklere maruz bir bölgeolduğunu söyleyen Çelen, "Nüfus yoğunluğu, yapı stoku, zemin durumu gibi faktörler deprem riskini artıran unsurlardır. Ayrıca, Çanakkale’nin zengin tarihi ve kültürel mirası da depremden korunmayı hak etmektedir. 1912 yılında yaşanan büyük depremin şehrimizi nasıl etkilediğini unutmamalıyız. Bir çok insan hayatını kaybetmiş, şehirde büyük yıkımlar yaşanmıştır. O zamanlar, depreme karşı hazırlıklı olmak, dayanıklı yapılar inşa etmek, bilimsel ve teknolojik çözümler üretmek gibi imkanlarımız yoktu. Ama bugün, durum çok farklı. Bugün, deprem riskini azaltmak, farkındalığı artırmak ve dayanıklılığı güçlendirmek için elimizde birçok imkan var. Bu imkanları en iyi şekilde değerlendirmek için buradayız. Bu acı olaylar, deprem riskini azaltma yönünde üzerimize düşen sorumluluğun büyüklüğünü gösteriyor. Bu sorumluluğun bilincinde olan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız, depremle ilgili konulara büyük önem vermektedir ve bu alanda çalışan birçok paydaşımızla bir araya gelmeyi hedeflemektedir. Bu çalıştay, deprem riskine karşı farkındalığı artırmak ve güçlü bir dayanıklılık kültürü oluşturmak amacıyla önemli bir platform sunmaktadır. Ayrıca, Bakanlığımızın öncülüğünde geliştirilen Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli, bilimsel ve teknolojik çözümlerle ülkemizi deprem ve iklim değişikliği gibi afetlerden koruma amacını taşımaktadır. Bu model, bilimsel verileri, teknolojik araçları ve paydaş işbirliğini bir araya getirerek ortak bir akıl ürünü olarak hayata geçirilmektedir. Bu model sayesinde ilimiz ve ülkemiz, afetlere karşı daha dayanıklı hale gelme yolunda önemli adımlar atmış olacaktır.  Çalıştayımızın teması, “Depremle Yaşamak: Riskleri Azaltmak, Farkındalığı Artırmak: Çanakkale Örneği” şeklindedir. Bu tema, Çanakkale’nin deprem riski ile ilgili mevcut durumunu, ihtiyaçlarını ve önceliklerini yansıtmaktadır. Ayrıca, bu tema ulusal ve uluslararası düzeyde de önemli bir konudur. Çünkü deprem riskini azaltmanın, toplumsal bilinci artırmanın ve dayanıklılığımızı güçlendirmenin yolu, çok yönlü bir yaklaşım gerektirir. Birincisi, sürdürülebilir planlama. Kentleşmenin sınırları, kentlerin fiziksel, sosyal ve ekonomik yapısının depreme uyumlu hale getirilmesi, kentsel tasarım ve mimari ölçeklerde deprem riskini azaltacak stratejiler. Çanakkale’nin kentleşme durumu, kent dokusu, kent kimliği, kent planlaması, kent yönetimi, kent kültürü gibi konular. İkincisi, uygun zemin. Deprem riskinin zemin özellikleriyle ilişkisi, zemin etütlerinin önemi ve yöntemleri, zemin iyileştirme teknikleri ve uygulamaları, zayıf zeminli alanlarda yapılaşmanın engellenmesi veya sınırlandırılması. Çanakkale’nin zemin haritası, zemin sınıflandırması, zemin davranışı, zemin stabilitesi, zemin güçlendirme, zemin izleme gibi konular. Üçüncüsü, yapı güvenliği. Mevcut ve yeni yapılarda depreme dayanıklılık sağlamak için gerekli standartlar, yönetmelikler, denetimler, testler, sertifikalar, malzeme seçimi ve kullanımı. Çanakkale’nin yapı stoku, yapı kalitesi, yapı performansı, yapı güvenliği, yapı kontrolü, yapı yenileme gibi konular.  Dördüncüsü, kentsel dönüşüm. Mevcut yapı stokunun yenilenmesi, riskli alanların belirlenmesi, dönüşüm sürecinin yönetimi, finansmanı, katılımı ve denetimi, dönüşüm sonrası yaşam kalitesinin artırılması. Çanakkale’nin kentsel dönüşüm projeleri, kentsel dönüşüm stratejileri, kentsel dönüşüm uygulamaları, kentsel dönüşüm sonuçları, kentsel dönüşüm sorunları ve çözümleri gibi konular. Beşincisi, kırsal dönüşüm. Kırsal alanların yeniden yapılandırılması, kırsal mimarinin depreme uyumlu hale getirilmesi, kırsal altyapının geliştirilmesi, kırsal nüfusun eğitimi ve bilinçlendirilmesi. Çanakkale’nin kırsal alanları, kırsal kalkınma, kırsal turizm, kırsal kültür, kırsal miras, kırsal çevre gibi konular  Altıncısı, dijital altyapı. Dijital altyapının kurulması, geliştirilmesi ve kullanılması, deprem öncesi, sırası ve sonrasında dijital teknolojilerden faydalanma yolları, dijital verilerin toplanması, analizi ve paylaşımı. Çanakkale’nin dijital altyapısı, dijital dönüşüm, dijital hizmetler, dijital katılım, dijital güvenlik, dijital inovasyon gibi konular bu başlık altında ele alınacaktır. Yedincisi, afet farkındalığı. Deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında yapılması gerekenleri bilmek, afet planları hazırlamak, afet eğitimi almak, afet gönüllüsü olmak gibi konularda toplumun afet bilincini artırmak. Çanakkale’nin afet farkındalığı, afet eğitimi, afet yönetimi, afet iletişimi, afet psikolojisi, afet gönüllülüğü gibi konular. Bu yedi konu başlığı, 17 Ağustos’ta düzenlediğimiz ilk çalıştayda da ele alınmıştı. Bu çalıştayda ise bu konu başlıklarını Çanakkale ölçeğinde değerlendireceğiz. Çanakkale’nin deprem riski ile ilgili özel durumlarını, sorunlarını ve çözüm önerilerini masaya yatıracağız. Her bir konu başlığı altında, alanında uzman bilgi ve deneyime sahip moderatörler eşliğinde değerli bilgiler paylaşılacaktır. Ayrıca, siz katılımcıların da görüş ve önerileri, bu konu başlıklarının zenginleşmesine ve çözüm odaklı tartışmalara katkı sağlayacaktır. Bu çalıştayın sonunda, Çanakkale için deprem riskini azaltacak ve farkındalığı artıracak somut öneriler ortaya çıkarmayı hedefliyoruz. Bu öneriler, ilimizin depremle yaşamak konusunda daha hazırlıklı ve dirençli olmasına katkı sağlayacaktır. Çalıştayımıza gösterdiğiniz ilgi ve katkıdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum. Bu çalıştayın başarılı bir şekilde sonuçlanmasını ve deprem riski altındaki bölgelerdeki toplumların daha güvenli bir yaşam sürdürebilmesini umuyorum. Bilgi ve deneyimlerinizi paylaşarak, birlikte daha dirençli bir gelecek inşa etme yolunda önemli adımlar atacağımıza inanıyorum" dedi.

 

Çalıştay kapsamında; ÇOMÜ yürütücülüğünde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü koordinasyonunda, konunun muhatapları olan kurum ve kuruluş temsilcileri bir araya geldi. Deprem öncesinde ve sonrasında yapılması gerekenleri 7 ayrı odak grubunda detaylı olarak ele alındı. Değerlendirmemelerin ele alınması ile yol haritasının  daha net ortaya çıkarılması tespit ve önerilerin süründürülebilir ve sağlıklı olabilmesi adına geniş bir katılımla paneller gerçekleştirildi.

Uygun zemin, yapı sağlığı ve güvenliği, sürdürülebilir planlama, kentsel dönüşüm, kırsal dönüşüm, dijital alt yapı ve afet farkındalığı olarak belirlenen odak grupların çalışmalarının sentez edilmesi ile oluşturulacak sonuç raporunun bir deklarasyon şeklinde olması planlanan Çalıştayın amacı, Çanakkale’nin depreme karşı daha güvenli ve dayanıklı bir kent olabilmesi için bir yol haritası oluşturmak olarak belirtildi. Sentez, deprem gerçeği ile kentleşme arasındaki ilişkiyi ortaya koyan, deprem riskini azaltmak için gerekli planlama, yönetim ve uygulama süreçlerini ele alan, deprem sırasında ve sonrasında yapılacak müdahalelerin organizasyonu, koordinasyonu ve etkinliği için dijital altyapının kurulması ve kullanılması konusunda öneriler sunan, depreme karşı hazırlıklı ve bilinçli olmak için toplumun her kesimine verilmesi gereken eğitimler, tatbikatlar, psikolojik ve sosyal destekler gibi afet farkındalığı çalışmalarını içerdi. Tespit ve değerlendirmelerin izlenebilir ve hayata geçirilebilir olması için ilgili kurum ve kuruluşların iş birliği içinde olması, toplumun her kesiminin katılımını sağlanması, sürekli güncel bilgi ve veri paylaşımı yapılması kurumların ve bireylerin ortak önceliği olarak belirlendi.

 

Tuğba Kulasoy