İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, Çanakkale Belediyesi tarafından düzenlenen bir programda hastanelerdeki yoğunluğun arttığı günlerde vatandaşları endişelendiren durumlar hakkında bilgi verdi.

Programda yapılan açıklamalara göre, Prof. Dr. Alper Şener, hastanelere yoğun başvuruların olduğunu ancak tek bir baskın virüs ya da salgın durumu olmadığını belirtti. Grip, domuz gribi ve diğer virüslerin toplum genelinde eşit oranda görüldüğünü dile getiren Şener, özellikle 65 yaş üstü ve ilkokul çağındaki çocuklarda dikkat çeken durumlar olduğunu belirtti. Bu gruplarda bakteriyel enfeksiyonların daha sık görüldüğüne vurgu yaptı.

Hastalık belirtileri arasında özellikle çocuklarda sinüzit, baş ağrısı, kulak iltihabı ve balgamla birlikte zatüre gibi rahatsızlıklara dikkat çeken Prof. Dr. Alper Şener, 65 yaş üstündeki bireylerde ise geçmeyen öksürük gibi belirtilerde bakteriyel enfeksiyon olabileceğini söyledi. Ancak, teknik olarak bir salgın durumu olmadığını vurgulayarak, vatandaşlara daha dikkatli ve bilinçli olmaları çağrısında bulundu.

Şener, okulların tatil olmasının hem iyi hem de kötü olduğunu belirtti. Çocukların okulda olmamasının enfekte olan bir çocuğun diğer çocukları enfekte etme ihtimalini azalttığını söyleyen Şener, ancak çocukları kar tatillerine ya da termal tatillere götürürken enfeksiyonu atlamış olmalarına dikkat edilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Ayrıca, çocuklar ateşi veya öksürüğü geçtikten sonra büyüklerine ziyaret ettirilirken dikkatli olunması gerektiğini belirtti.

Tatil sonrasında vakalarda yükseliş görülebileceğini belirten Prof. Dr. Şener, çocukların okula geri dönmeden önce ateş, mide bulantısı, öksürük gibi belirtileri varsa bir süre daha evde tutulmaları gerektiğini ifade etti. Çocukların uyku ve beslenme dengesine dikkat etmeleri gerektiğini belirten Şener, bu faktörlerin bozulan çocukların daha kolay enfekte olabileceğini söyledi.

Hastalıkların belirtilerine ilişkin konuşan Prof. Dr. Alper Şener, "65 yaş üstü ve 7 yaş altı  vatandaşlarda nefes darlığı bizim için ciddi bir semptom.  Çünkü bu yaş gruplarında anti bakteriyal tedaviler yapıyoruz. Eğer bunlar yetmezse buhar tedavisine geçiyoruz. O yüzden bu hasta grubunda erken uyanmak gerekiyor. Çünkü 65 yaş üstü vatandaşlarda ve ilkokul, özellikle 7 yaş altı kreş çağı çocuklarında ani solunum sıkıntıları oluşabiliyor. Bir diğer önemli semptom ise dirençli ateş varsa, boğazda yanma, batma devam ediyorsa, öksürükle birlikte balgam geliyorsa, çocuklarda burun tıkanıklığı ve yüz ağrısı varsa, kulağında hışırtı, dengesizlik problemleri varsa antibiyotiğe erken başlamak gerekiyor. Bu yaş gruplarında iki önemli faktör var, antibiyotik yaşama ve dirençli ateşi de yönlendirme ve yönetme anlamında mutlaka  bir hekime görünmek lazım bu şikayetler varsa” dedi. 

"Sadece semptomatik tedavi uygulanabiliyor"

Kalabalık ortamlara girerken maske takılması gerektiğinin ifade eden Prof. Dr. Alper Şener, "Bu virüslerin çeşitleri çok ve her birisinin antiviral azalımı yok. Kovid-19’da bir tek antiviral dönemi var diğerlerinde herhangi bir antiviral göremiyoruz. Sadece semptomatik tedavi uygulanabiliyor. Örneğin burun akıntısı varsa ona göre tedavi ya da ateş varsa ateş düşürmeye yönelik tedaviler uygun. Ama Maske  bunların hepsi için genel önlem ve hepsinde bulaşı engelliyor. Dolayısı ile ideali aslında  enfekte olan kişilerin maske takarak ortamlara girmesi, ya da hastaysa özellikle kalabalık ortamlara girmemesi. Bunu özellikle 65 yaş üstü vatandaşlar için söylüyorum, kalabalık ortamlara girecekleri otobüsler, metrobüsler, asansörler, resmi daireler kısacası kalabalık  alanlara girmeden önce mutlaka bir maske takmaları gerekiyor. Maske taktıkça virüs riski azalıyor buna bağlı kademeli olarak hastanelerde de hasta sayısı azalıyor.  Çocuklarda ise ateşi, bulantısı, kusması varsa  ideali okula başlamayı geciktirmek. Çünkü viral enfeksiyon kapsamında bu belirtiler varsa bulaşma ihtimali yüksek. Bu da birden fazla kişiyi enfekte etme ihtimali var. Engelleyemiyorsak çocuk okula ya da kapalı ortamlara girerken maske ile girmesi gerekir.  Okulda enfekte çocuk varsa özel önlem gerektirecek bir durum oluşabilir. Ne gibi? Enfekte olan çocuğu sınıfın ortasında değil havalanma alanında yakın tutulması, etrafında çocukların oturma mesafesini 2 metreye çekmek ve teneffüslerde sınıfı mutlaka havalandırılması gerekiyor. Kreş alanında ise oyun alanında özellikle çocukları birbirinden uzak tutmak gerekir” şeklinde konuştu.

Tuğba Kulasoy